Ankilozan spondilit (AS – İltihaplı omurga romatizması) omurga ve leğen kemiği eklemlerini tutan kronik inflamatuvar bir hastalıktır. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülür.
Daha çok genç yaşlarda görülür ve ileri yaşlarda başladığında spondiloz denilen omurga kireçlenmesi ile karıştırılabilir. İnflamasyon omurga, leğen kemiği ve bacakları omurgaya bağlayan eklem bölgelerindeki tendonların kemiğe yapışma bölgesinden (entesis) başlar bu nedenle temel patoloji entesopatidir. Diz ayak bileği kalça gibi eklemlerde de inflamasyon görülebilir. Temel patoloji omurgada olduğu için omurga hareketlerinde kısıtlanma ve kifoz artışı dediğimiz kambur posturun ortaya çıkmasına neden olur. Ancak hastalığın şiddeti bireysel farklılık gösterir. Bazılarında sadece omurgada sabah tutukluğu ve bel ağrısı şeklinde bazında bunlara ek olarak kalçada ağrı ve dizde şişlik şeklinde bazısında da tüm omurgada kısıtlılık ve postur bozukluğu şeklinde görülebilir. Aslında omurgayı etkileyen iltihabi romatizmal hastalıklar birden fazladır. Sedef romatizması, reaktif artrit, inflamatuvar barsak hastalıklarının (ülseratif kolit ve Chron’s hastalığı) omurga tutulumu, Reiter Sendromu da AS ye benzer omurga bulguları verir, bazı semptomları ile birbirinden ve AS den ayrılır.
Patogenezindeki çalışmalar devam etmekle beraber genetik yine önemli bir rol oynar. Gösterilmiştir ki HLAB27 genetik özelliğini taşıyanlarda AS daha sık görülmektedir. Bu genetik yapının yine çevresel faktörler ile uyarılıp aktif gen bölgesine dönüşmesi ile semptomlar ortaya çıkar. Çevresel faktörler içerisinde en fazla enfeksiyonlar genlerin aktif hale gelmesini tetiklemektedir.
Sabah bel ağrısı bel hareketlerinde tutukluk oması bir süre hareket ettikten ya da ılık duş ya da ağrı kesici ilaçlar aldıktan sonra bel hareketlerinin rahatlaması ankilozan spondilitin en önemli yakınmasıdır. Bu hastalar aynı zamanda gece uykudan uyandıran ağrıdan yakınırlar. Yatakta uyurken dönmek pozisyon değiştirmek çok ağrılıdır. Yine bu hastalara dikkatli bir romatolojik sorgulama yapılırsa ağızda aft dediğimiz yaraların olduğunu, gözde iridosklit ya da ön üveit denen bulanık görmeye neden olan kırmızı göz rahatsızlığı geçirdikleri, öncesinde idrar yolları enfeksiyonu geçirdikleri, sık hatta kanlı ishal ataklarının olduğu, daha öncesinde sedef tanısı aldıklarını ve yine ataklarla gelen karın ağrısından yakındıkları bilgilerini edinebiliriz.
Bel bölgesinde özellikle de sakroiliak eklem bölgesi dediğimiz kalçamızın hemen üzerindeki gamzelerin olduğu alanda bel ağrısı vardır. Güzel bir sorgulama ve fizik muayeneden sonra kan ve idrar tahlilleri ile beraber bazı radyolojik testler ve genetik olarak HLA B27 bakılması tanı koyulmasında önemlidir.
Erken tanı koymak ve tedaviye erken başlamak gelişebilecek hasarı küçültmesi açısından önemlidir. Tedavi de yine steroidlerden, non-steroid antiinflamatur ajanlardan (bu ajanlar çoğunlukla basit ağrı kesicilerle karıştırılır ve yanlış kullanılır), salazoprin ve metotreksat başta olmak üzere pek çok hastalığı düzenleyici antiromatizmal ilaç-DMARD dan yararlanılır. İlaç tedavisinin yanı sıra hasta da bu hastalıkta tedaviye aktif olarak katılmak durumundadır. Sadece ilaçları düzenli almak değil, uygun kiloda olmak, düzenli egzersiz yapmak, besin öğelerine dikkat etmek, tek yastıkla yatmak, sigara içmemek, ağız bakımına dikkat etmek gibi pek çok parametreye dikkat etmesi gerekir.
Ankilozan spondilit kronik hastalıktır. Hastanın ilaçsız dönemleri olsa da arada ilaç kullanmasını gerektirecek bulguları da olacaktır. Yani ataklar ve sessiz dönemlerle seyreder. Bu nedenle hastalar ilaç tedavilerine bilinçli yaklaşmalı ilaç dozlarını kendileri değiştirmemelidir.